Hayvanlar İçin Kullanılan Antibiyotikler Çevresel Tehdit Oluşturuyor

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü akademisyenlerinden Prof. Dr. Işıl Balcıoğlu, hayvanlarda kullanılan antibiyotiklerin çevre kirliliğine yol açan etkilerini araştıran bir projeye imza attı.

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü akademisyenlerinden Prof. Dr. Işıl Balcıoğlu, Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi ile ortak projesinde hayvan yetiştiriciliğinde antibiyotik kullanımı neticesinde gübre olarak kullanılan dışkı ile antibiyotiklerin tarım arazilerine taşınmasını araştırdı.

Proje ekibindeki yüksek lisans öğrencilerinin gerçekleştirdiği yoğun laboratuar analizleri sonucunda farklı hayvan gübrelerinden ve hayvan gübresinin kullanıldığı tarım arazilerinden alınmış toprak örneklerinde en az bir tip antibiyotik kirliliği tespit edildi ve ayrıca gübre örneklerindeki antibiyotik miktarlarının toprak örneklerinden daha yüksek seviyelerde olduğu saptandı.

Araştırma kapsamında hayvan yetiştiriciliğinde gerek tedavi ve hastalıktan korunma gerekse büyümeyi destekleme amaçları ile kullanılan antibiyotiklerin çevresel matrikslerdeki miktarları ortaya koyularak dünyadaki antibakteriyel kirlilik düzeyi konusunda bilimsel literatüre katkı sağlandı.

Araştırma konusunda konuşan Prof. Dr. Işıl Balcıoğlu teknolojik gelişimlerin ve modern yaşamın gerektirdiği kimyasalların kullanımının kaçınılmaz şekilde çevre kirliliği oluşturduğunu; antibiyotik kirliliğinin çevredeki diğer kirletici gruplarından daha yüksek düzeyde olmamasına rağmen bu kirliliğin dirençli bakteri kirliliğe neden olmasının araştırmanın motivasyonunu oluşturduğunu belirtti. Türkiye’de seçilen bölgelerdeki araştırma sonucunda bu kirlilik düzeyinin dünyadaki çeşitli ülkelerde tespit edilen maksimum değerlerin üzerine çıkmadığının anlaşıldığını açıklayan Prof. Balcıoğlu bu kirleticilerin çevredeki miktarlarının saptanmasının çevresel risk değerlendirmesinde ve kirlilik kontrolünde alınacak önlemlerin belirlenmesinde önem taşıdığından bahsetti. “Çok fazla sayıda çalışmaya ihtiyaç var ki bu kirleticilerin düzeyleri ve akıbetleri öğrenilebilsin; bu noktada çalışmamız bir başlangıç niteliği taşıyor” dedi